Dijital Dönüşümün İşe Alıma Etkisi - İkaros & Partners

**Değişimden Önce

Şirketlerin dijital dönüşüm basamaklarını hızlı çıktığı bu dönemde dijital dönüşüm unsurlarının, şirketin tüm işleyişi göz önünde bulundurularak ve şirket ile uyumuna bakılarak ilerletilmesi gerekmektedir. Şirketlerde dijital dönüşüm dediğimizde departmanlar ve yapılan işler bakımından farklılıklar ortaya çıksa da her birimin dijitalleşmeye direnç göstermemesi en önemli koşullar arasındandır. Bu süreci kolaylaştırmak şirketin yönetim şekliyle de bağlantılı bir konudur. Değişim gerekliyse öncelikle şirket içinde bir zemin oluşturulmalıdır. Dönüşüm için çalışanların uyumu bekleniyorsa bu süreçle ilgili yapılacak veya değişecek işlerle ilgili öncelikli olarak gerekli iş ortamı yaratılmalı ve adaptasyon süreci hızlandırılmalıdır. İlk aşamada dönüşüm fikri yayılmalı sonrasında uygun ortam yaratılıp kademeli olarak dönüşüme herkes hazır hale gelmelidir. Şirket içinde daha öncesinde yapılan değişiklikler ve şirkete olan etkisi odaklanılacak tek konu değildir. Her bir değişiklik farklı dönemlerde aynı etkiyi yaratmayacağından tüm detaylar özellikle zaman faktörü göz önünde bulundurarak süreç yönetimi yapılması gerekmektedir.

İş hayatında Dijital Dönüşüm

Şirketler iş potansiyelini artırıp rakiplerinin önüne geçmek adına dijital süreçleri yakından takip etmektedir. Bu noktada değişim ihtiyacını fark eden firmalar daha hızlı dijital çağa ayak uydurabilmektedir. Bir diğer yandan şirketin can damarı olan insan kaynağı da değişime açık olmalıdır. Gerekirse şirketin yapısı ve profili değişikliğe uygun hale getirilmelidir. Bu sürecin sancılı dönemleri de değişimden korkulmasıdır. Değişim kaçınılmazdır ve her zaman firmanızı ve sizi daha iyiye taşır. Çünkü fikirler gelişir, dönüşür ve sonunda somut halini alıp can bulur. Marcus Aurelius ‘un dediği gibi “Bir insan niçin değişimden korkar? Değişim olmasaydı, ne olup bitebilirdi ki? Evrensel doğanın bu denli hoşuna giden ya da onun yapısına bu denli uyan, değişimden başka ne olabilir? Yaktığın odun değişim geçirmeseydi banyo yaptığın suyu ısıtabilir miydin? Yiyecekler değişime uğramasaydı, yemeğini yiyebilir miydin? Ve eğer değişim olmasaydı, yararlı bir iş yapılabilir miydin? Senin de tıpkı odunlar gibi değişmen gerektiğini ve bu değişimin evrensel doğa için aynı derecede gerekli olduğu görmüyor musun?” cümlesinde de değişimin gerekliliğini ve önemini özetlemiştir.

Değişen Mülakat Süreçleri

Dijitalleşmeyle birlikte aşina olduğumuz işe alım mülakatlarının yanı sıra süreci biraz daha teknolojik ortama taşıyan uygulamalar geliştirilmeye başlandı. İşe alım süreçlerinde yapay zeka, sanallaştırma, oyunlaştırma ve sosyal medya gibi unsurların da sürece dahil olmasıyla beraber etkili bir şekilde insan kaynağı yönetilmektedir. Yapay zeka destekli uygulamaların iş hayatına entegre olmasıyla beraber kişinin işten ayrılma olasılıklarıyla ilgili bilgilere de kolaylıkla ulaşılabilir. Bunların yanı sıra veri depolama, veri takibi ve şirkete özel dijital özelleştirmelerle de bilgiler muhafaza edilip kolay işlenebilir hale getirilmiştir.

Günümüzde insan kaynağını firmaya çekmek ve elde tutmak için gelişen ve değişen mülakat süreçleri potansiyel adaylar için ilgi uyandırmaktadır. Artık birçok firma adaylara işe başlamadan önce çalışacağı yeri online olarak gezebileceği platform sunmakta ve şirket içi yapılan online gezilerin de sürece olumlu etkisi olduğu bilinmektedir. Ayrıca şirketlerin sosyal medya üzerinden yaptığı işveren marka çalışmaları da gerçekleştirdiği dijital dönüşümü tanıtmak ve kalifiye çalışanları firmalarına çekmeleri için etkili bir yöntem olduğu söylenebilir. Dijital dönüşüm ve insan kaynakları alanında yapılan yeniliklerle beraber değişimin işe alım mülakatlarına etkisinin de her bir teknolojik gelişmeyle beraber büyüyeceği ve kendini yenilemeye itmek zorunda kalacağı aşikardır.

İkaros & Partners

2 Beğeni

Bilgilendirme için teşekkür ederim.

Bir sorum olacaktı. Bahsettiğiniz insan kaynakları birimine bir şirket üzerinden örnek verebilir misiniz? Türk asıllı şirketlerin insan kaynakları birimlerinin, çalışan ve çalışmaya başlayacak olan kişilerin hem iş hemde özel hayatlarına olumlu etkiler oluşturduğunu söyleyemiyorum.

Ülkemizdeki insan kaynakları çalışanları strese sokan, üzerinde baskı oluşturan, gerginlik yaratan bir kurum. Bunu böyle adlandırıyor olmamın sebebi içerisinde yer alan kişilerin iş ahlakından uzak olup bireyselleştirilmiş iş yönetimi biçimini benimsemeleri. Daha kısa bir tabir ile işin içine egolarını katmaları olduğuna kanaat getiriyorum.

Aynı kulvarda farklı ülkelerdeki firmalara baktığım zaman insan kaynaklarının, çalışanların mental durumuna aktif olarak pozitif etkide bulunmaya çalışırken, ülkemizde bu durum tam tersi işler. Bunun en garanti çözümünü sokaktan çevirdiğiniz herhangi bir çalışan insana şu soruyu sorarak öğrenebilirizsiniz;

İnsan kaynakları ne iş yapar?

Alacağımız cevap şu şekildedir;

İnsanları işe alır, işten çıkarır.

Halbuki İK nın tek işi bu değildir. İK şirketin iç yapısı ve faaliyet gösterdiği alanlara göre iş tanımı değişken bir birim. Bu birimin çalışanları üzerinde etkisi olumsuz. İnsanlar İK dan çekiniyor. Tabiri caizse korkuyor. Bir banka şubesine bölge sorumlu müdürü geldiği zaman herkesin yüzü gülüyorken, bir İK sorumlusu geldiğinde herkes diken üstünde. Çalışanlara bu eziyeti yapmanın anlamı nedir?

Değişen bu dijitalleşmeye ne kadar adaptasyon sağlansa dahi işi yürüten şey egolar olduğu sürece bu değişim ve gelişimin bir faydasını göremeyiz.

1 Beğeni

Demo hesaplariniz/girisleriniz var mi? Web sitesi de bu forum postu gibi; kime, hangi hizmeti, ne icin sagladiginizi anlayamadim.

2 Beğeni