Felsefik bir yapay zeka projesi hakkında

merhaba arkadaşlar geçenlerde aklıma bir proje geldi…
bu projedeki fikir tanrısal dil teorisi şeklinde şuan kullandığımız dili modelleyecektir…
projenin adı adem ve havva…
şimdi algoritma şu şekilde işleyecek…
önce adem isimli yapay zekalı algoritma yazılacak…
adem isimli algoritmanın özellikleri…
bu algoritmaya en önce minimum sesli harfler verilecek…
ve algoritmaya isim koymayı öğreteceğiz…
örneğin 4 harf verdik ve random isim ver dedik aynı zamanda bu dört sesli harfin tüm alt kümelerini kullanmasını istedik…
ve bu programdan havva isimli bir program daha ürettik ikiside aynı kaynak koda sahip olmalı…
ve ilk algoritmaya diyeceğiz ki ikinci algoritmaya elinde kalan son harf kombinasyonunu ver…
onun ismide hazır olunca ikisine de bir birinde farklı bir algoritma ekleyip eğer bu algoritmalar yani atıyorum şu kadar zaman geçince ve iki algoritmanın sayacı eşit ise üçüncü bir adem veya random havva doğsun şimdi en önemli yer burası çokta uzatmayayım…
örneğin bu algoritmalardan bir çok çocuk algoritma elde ettik
fakat sonradan olan algoritmalarda adem ve havva algoritmasından farklı olarak bir unutkanlık kat sayısı ekledik…unutkanlığı fazla olanlar hatırlayanlar ve ikisi arasında olanlar olsun diyelimki…
busefer bi algoritma daha yazdık ve adına elçi diyelim…
bu algoritmanında görevi şu çoçuk algoritmaların bilmediği harfleri onlara iletmek…
örneğin ilk sessiz harfler filan gibi
yani daha uzatıla bilir…kısaca sonuca gelelim
peki bunları yaptığımızda ne olacak amacımız nedir…
amacımız şu bu algoritmalar bizi tanıya bilecek mi bizim yani insaların sıfatlarını tanıya bilecekmi vesaire ve en önemli çıktı konuştukları dil neye benzeyecek fikirlerinizi bekliyorum iyi forumlar :smiley:

Bir kaç kez okudum.

Sonra bir de içinde geçen algoritma kelimelerini çıkarıp da okuyayım dedim.

merhaba arkadaşlar geçenlerde aklıma bir proje geldi…
bu projedeki fikir tanrısal dil teorisi şeklinde şuan kullandığımız dili modelleyecektir…
projenin adı adem ve havva…
şimdi … şu şekilde işleyecek…
önce adem isimli yapay zekalı … yazılacak…
adem isimli …nın özellikleri…
bu …ya en önce minimum sesli harfler verilecek…
ve …ya isim koymayı öğreteceğiz…
örneğin 4 harf verdik ve random isim ver dedik aynı zamanda bu dört sesli harfin tüm alt kümelerini kullanmasını istedik…
ve bu programdan havva isimli bir program daha ürettik ikiside aynı kaynak koda sahip olmalı…
ve ilk …ya diyeceğiz ki ikinci …ya elinde kalan son harf kombinasyonunu ver…
onun ismide hazır olunca ikisine de bir birinde farklı bir … ekleyip eğer bu …lar yani atıyorum şu kadar zaman geçince ve iki …nın sayacı eşit ise üçüncü bir adem veya random havva doğsun şimdi en önemli yer burası çokta uzatmayayım…
örneğin bu …lardan bir çok çocuk … elde ettik
fakat sonradan olan …larda adem ve havva …sından farklı olarak bir unutkanlık kat sayısı ekledik…unutkanlığı fazla olanlar hatırlayanlar ve ikisi arasında olanlar olsun diyelimki…
busefer bi … daha yazdık ve adına elçi diyelim…
bu …nında görevi şu çoçuk …ların bilmediği harfleri onlara iletmek…
örneğin ilk sessiz harfler filan gibi
yani daha uzatıla bilir…kısaca sonuca gelelim
peki bunları yaptığımızda ne olacak amacımız nedir…
amacımız şu bu …lar bizi tanıya bilecek mi bizim yani insaların sıfatlarını tanıya bilecekmi vesaire ve en önemli çıktı konuştukları dil neye benzeyecek fikirlerinizi bekliyorum iyi forumlar

Bir de içinde algoritma geçmeden nasıl görünüyor diye baktım.

Ortada bir algoritma yok ken çok da bir anlam ifade etmiyor.

Öncelikle algoritma nedir onu anlamak lazım galiba.

Ama anlatmayacağım zaten anlaşılmayacak.

Bizde süslü lafları severler ama ne hikmetse temel konuları anlamazlar.

Yapay zeka konuşuluyor ama neresi yapay anlaşılmamış.

Algoritma konuşuluyor ama algoritma anlaşılmamış.

Dil konuşuluyor ama alfabesi nasıl oluşturulur anlaşılmamış.

Fikre benzer bir çalışma okumuştum bir zaman bir yerlerde.

Lakin, buradaki çalışmanın amacı farklıydı.

Mesela orada insanların sıfatlarını tanıyacaklar mı diye değil de, kriptolojide faydalanabilir miyiz şeklinde bir hedef vardı.

Zeka ile ilgili düşüncem, bir şeyi ölçebilmek için ondan daha üstün bir varlık olunması gereği nedeni ile ( Bu benim tezim) kendini ölçen bir şeyin doğru ölçemeyeceği fikrine götürdü.

Konu madem felsefik, bende felsefi tarafına bakayım…

Sakın şimdi yapa zeka deyince Turing testi demesin.

Hiç Turing testi havamda değilim.

Zeka çeşitlerine de girmek istemiyorum, IQ, EQ vs gibi gariban, nafile çabalara çok üzülüyorum aslında.

Otonom davranışları da zeka olarak kabul edemiyoruz zaten.

Zeka öldürdüğümüzde, empati kurup, üzülebildiğimiz, ürperdiğimiz canlı türlerindeki bir özelliktir.
( Bu da benim önermem.)

Aslında, içgüdüsel bir durumla özdeşleştirdiğimiz ve canlılık gerektiren bir kavram.

Asimo gibi bir robotu tekmelediklerinde, yada boston dynamics in taşıyıcı robotlarını tekmelediklerinde, belki empati kurup üzülenler de olabilir.

Ama özünde her iki örnekteki robot da hissetmez, üzülmez ve zarar görmez.

Zeka, için birinci özellik, canlı olmak.

Canlı değilse zaten zeki olamaz.

Bu da insanoğlunun kibri. Cansızsa empati kuramaz ve zeki kabul etmez. ( Bu da benim önermem.)

Şimdi, bu durumda, canlı olmayan bir şeyin, bir dile ihtiyaç duyması, bir dil türetmesi, bu dille iletişim kurma ihtiyacı duyması ihtimali nedir?

Bu da bizi şu basit gerçeğe götürür.

Zekanın yapayı, zeka değil, yetenek veya kabiliyettir.

Verdiğiniz kabiliyet kullanılarak bir sonuç üretir.

Hepsi bu.

Peki bu insanın kullandığı dile ulaştırabilir mi?

Ulaştırması yönünde kabiliyet verirsen evet, ama ulaştırmaması yönünde bir kabiliyet verirsen hayır?

Acaba kullandığımız dil optimal mi mesela?

Daha zeki bir canlı türü, ses yerine ışıkla daha hızlı iletişim kurabilir mi?

Veya farklı radyo frekanslarında daha optimum bir iletişim oluşturabilir mi?

Bu noktada, yunus balina hikayeleri de anlatmayı düşünmüyorum.

Yapay zekayı gözünüzde büyütmeyin.

Yapabildiği sadece, daha keskin ve hızlı hesaplar yapabilmeleridir.

Burada sakın kime, bulanık mantık, makine öğrenmesi, derin öğrenme gibi konulara sapmasın…

Gerek yok.

Bunların hepsi bizim vereceğim kabiliyetlerden ibarettir.

yolo ( Görüntü işleme ve nesne tanımlama konusunda oluşturulmuş bir kütüphane seti) ile iligli biraz araştırınca yolo1, yolo2 derken bir noktadan sonra asıl geliştirici bırakmış, gördüğü tehlikelerden dolayı…

yolo4 farklı bir geliştirici tarafından geliştirilirken, yolo5 i bir başka müstakil geliştirici devam ettiriyor.

Yapay zekanın tehlikeleri ile ilgili bir çok uyarı yapan açıklamalar da mevcut.

Peki yapay zekayı tehlikeli yapan ne?

Basit verdiğiniz kabiliyet miktarı değil. Vermesine izin verdiğiniz karar miktarı.

Plakaları tanıma, yüzleri tanımak, adresleri bulmak, diller keşfetmek. Sorun bu değil. Bu onları zeki de yapmaz. Yetenekli yapar.

Ama ne zaman karar verme konusunda yetkilerini artırırsanız sonuçları tehlikeli olur.

Mesela yaşam destek sistemleri, trafik sistemleri, askeri savunma saldırı sistemlerinde kararı bırakmaya başlarsanız sonuçlarına katlanırsınız.

İnsanı insan yapan, raslantısal, kestirilemez davranışsal sapmalarının bulunmasıdır.

Bazan aşırı merhametli olur, bazan acımasız. Ama bilgisayar sistemlerinin en büyük sorunu raslantısal sonuçlar üretmekteki başarısızlığıdır.

Örneklersek dünyanın en zor bilgisayar problemlerinden bir raslantısal bir sayı üretmektir.

Hangi dil hatırlamıyorum, C yada python, rastgele bir sayı üretmem gereken bir proje vardı ve her seferinde aynı rastgele sayıları üretiyordu. Feed olarak neler verdim, hatta process ID lerini, window handle ları bile denedim. Sözde rastgele sayılardı ama aslında hesaplanabilir ve tekrarlanabilir sayılardı. ( Bu ayrı ve uzun konu kenarda dura dursun.)

Ama gerçek dünya o kadar kesin değildir. Her ne kadar insan davranışları da istatistiksel olarak modellenebilir ve özellikle içgüdüsel olanları gayet kestirilebilir olsa da bazan hiç ummadığınız davranışlar sergileyebilir.

Yine tehlikeli bulup uyardıkları ama insanların anlamadıkları konulardan biri, suçlu profillerini tanıtıp, fiziksel özelliklerinden potansiyel suçluları fişlemeye kalkmaları gibi sapkın fikirlerdi.

İstatistiki olarak anlamlı bir veri olmakla beraber birinin suç işleyeceği anlamına da gelmez.

Yapay zeka konusunda en çok bu aralar görüntü işlemek meşhur. Oysa ki insan, hele ki iletişim dersi almış yada ilgilenen biri iletişim sadece sözlü yada görsel diye kısıtlanmaz.

İletişimin 5 aşamasını iletim, mesaj, alıcı falan konularına girmeyelim.

Ama bir canlı, insan olsun, hayvan olsun. Görsel, işitsel, koku ve bir çok farklı duyu ile iletişim kurar.

Bunların hepsini işlemeden bir yere ulaşmak şu an için hayalcilik olur.

Sadece plaka tanımak, yüz tanımak, yada komutlarla bazı görselleri eşleştirmek bir zeka değil kabiliyettir. Sınırlı kabiliyetten, insanı doğrudan etkileyecek sonuçlara ulaşmak ise iyimserliktir.

İnsan hayatını, deneyimlerini duygularının tamamını bir yazılıma yaşatmak mümkün müdür?

İnsanlara ölümü anlatamıyoruz. Yaşamı anlatamıyoruz. Bir makinenin bunu ayırt etmesi mümkün mü?

Mesela, tesadüfen icat edilen şeyleri nasıl anlatacağız makinelere?

Penisilinin icadı, fotoğrafın icadı, kauçuk, vulkanize cam ve bir çok keşif tesadüfen oluşmuşken bu desadüf kavramını bilgisayara anlatabilecek bir metod bilen var mı?

Dil oluşumu kısmına giremedim bile.

Örneklemişsin, unutkan bir metod ile vs şeklinde.

Davranışsal yada duygusal tasniflemeler ne kadar doğru bilemem ama,

Hep mi unutkandır? Ne olmuştur da unutkan olmuştur? O gün dalgın mıdır?

Dişi mi ağrımıştır, sevgilisinden mi ayrılmıştır?

Neşesi yerinde ve başka bir şeye mi odaklanmıştır?

Evladını mı kaybetmiştir?

Ne acılar ne neşeler yaşamıştır, bunlar hangi süreyle hangi sırayla yaşanmıştır?

Mesela bir şair midir? Bir yazar mıdır? Yoksa okuma yazma dahi bilmemekte midir?

Bunlara kim karar verecek? Nasıl karar verecek? Kim seçecek?

Dillerin oluşumunun coğrafi etkileri, dinsel etkileri nasıl simüle edilecek?

Ne kadarlık bir toplum kesitinin örneklemesi olacak?

Aklıma binlerce soru geldi.

Olayın entropi tarafından bahsetmiyorum dahi;

Termodinamikte entropiyi defalarca aldım anladım ama anlatırken ne kadar basite indirgeyebilirim diye düşündüğümde şu sonuca ulaştım…

Bir boş arazi üzerinde tuğla duvar hayal edin, zamanla bu duvarın çevresel koşullar, fırtına, yağmur, sel, insan ve diğer faktörlerle yıkılıp dağıldığını görseniz şaşırmazsınız.

Ama bu arazide yayılı halde duran tuğlaların çevresel etkilerle bir duvar haline gelmesini beklemezsiniz.

Bu beklememe hali bizi hep dağınıklağa götüren bir tespitimize dayalıdır.

Buna entropi demeyi tercih etmişiz.

Bu entropiyi nasıl bilgisayara öğreteceğiz?

Mimik ve jestleri olmayan kelimeler, dil midir bilemedim. Tabi olayın bir de filolojik boyutu var.

Hele ki deyimler kısmına girmiyorum dahi.

Mesela, apple my eye dediğimde, bu zavallı yapay zeka, hayırdır inşallah bu adamın gözünde neden elma var ki diye düşünmeye başlarsa ne yapacağız?

Sesli ve sessiz harflerin hangilerini tercih edeceğiz?

Olayın bir de evrimsel tarafı varsa, ilk insanların kısıtlı ses çıkardığı varsayımına dayanıyorken, ya adamlar bülbül gibi şakıyorlarsa?

Yani başlangıç noktası için dahi verilecek kararları kim verecek?

A ile başlasınlar E ile mi?

Peki ilk sesli harf değil de sessizse…

mmm deyip geçtilerse?

Rrrrr dedilerse?

Bunlar bir anda kafamdan geçen yüzlerce sorudan bir kaçı.

Ve bu kadar yazıyı bir kez dahi algoritma demeden yazdım.

Soru şu, yapay zeka zeka mıdır yoksa sınırlı kabiliyet kümesi midir?

Rastlantısaldığı ne kadardır, hesaplanabilir bir rastlantısallık raslantısal sayılır mı?

İletişim sadece yazı yada konuşmadan mı ibarettir?

Bazıları edebiyatçı iken bazıları neden sadece ağzı var diye konuşabilmektedir.

Günlük konuşma dili 400-600 kelimeyle çözümlenebilirken diller neden daha komplikedir?

Bunlara çözümlemelerin varsa tabi ki algoritmasını da konuşuruz.

Ama sonuçta, dil neye benzeyecek diye tahmine gerek yok. Hesaplanabilir bir sonuç olacaktır.

Olay felsefik dediğin için basit felsefesine dair bir kaç kelam karaladım, umarım bakış açına katkı sunar.

5 Beğeni

Demek istedğim olay şu idi hocam rrr 3 tane sonra bu üç rrr nasıl rrra oldu

Adamın o anki ruh hali.

Belki kız arkadaşına kızmışken rrr diye başladı, ayağına diken battı, a oldu.

Sonsuz ihtimal yok.

Oturup anatomi bilen birine ses tellerinin çıkarabileceği frekansları inceletsek belirli bir alt ve üst sınırıa ulaşırız.

Bunun da varyasyonlarını incelersek bir rakama ulaşırız.

Burada hangi faktörleri dikkate alacağımız da önemli.

Olayı basite indirgersek.

Bir olayın oluşunda zaman faktörü var ve zaman asla kendini tekrarlamıyorsa olayda aslında tekrarlanmaz.

O anda oluşan koşulları oluşturamayız, sadece varsayabiliriz.

Bu nedenler faktörlerle oynadıkça farklı diller oluşur.

Ama toplam faktörleri bir seferde incelersek (teoride) daha geniş bir dil kümesine ulaşırız.

Toplumsal etkiyi yani insan faktörünü nasıl hesaplarız o bir fenomen.

Bir kültürde tasvip edilen diğer bir kültürde ayıplanabilir.

Birileri tüm dilini 3 harfli oluştururken, bir başkası eklemeli diller şeklinde ekleyerek değişken uzunlukta oluşturabilir.

Arapça gibi bükümlü diller ile HaKiM, HeKiM, HüKüM gibi çözümler oluşturulurken,

Biz çılgın Türkler, Tripanazomigambiyesizler diyecek kadar çığrımızdan çıkabiliriz.

Yani kim söylediki rrr den sonra a ekleyeceklerini?

rar, da diyebilir.

rrrr lerinin sayısıyla da oynayabilir.

Ondan filolojisine değinmedim dedim…

Ne yapayım, ural altay, hami sami diye de başlanmaz ki şimdi.

Yani dönüp dolaşıp konuşacak adamın haliyeti ruhiyesine geleceğiz.

İnsanın toplumsal simülasyonunu yaparsak dildeki eğilimleri ancak anlayabiliriz.

Söylemek istediğim buydu.

Burada da handikap, bu simülasyonun varsayımları, sınırlarını belirler, sınırları da sınırlı sonuç döndürür.

Yapayından çok bekleme.

Ben meselaf bu forumda bazan Türkçe konuşan adamı anlayamıyorum, adam ne yaşadıysa, kendi içinde yaşıyor ifade edemiyor, empati kurup anlamaya uğrşıyorum.

3 Beğeni

Hocam senin söylediğin çok detaylı akademik bir çalışma işin içinde ciddi anlamda yapay zeka ve yapay sinir ağları geçiyor forum sitesinde konu açıp hadi deneyelim tarzında değil burada bunu deneyecek kabiliyetteki insanların işi başından aşkın senin yazdığını okuyup geçmişlerdir sadece… Eğer dil bilimciysen ve amacın bunun üzerine tez hazırlamaksa python öğrenip yapay zeka ve sinir ağları kütüphanelerini inceleyebilirsin… Yani bir array oluştur içine sesli harfleri koy sonra bu arrayi itere et ve random bir şekilde al falan böyle olmaz. semtex hocam uzun uzun yazmış zaten eline sağlık bana bu saatten sonra bir şey demek düşmez.

2 Beğeni