Seçim Sistemleri Hakkında (Beyin Fırtınası)

Ben de zaten buna güvendiğini bildiğim için seni rahatlatmak istedim.

Yaşına hürmeten(46 yaşına).

Öfke kontrolüm zayıf.

Kabul ediyorum.

Gelişme güzeldi, sonuç absürd oldu.

Yine de gençliğin ruhunu yansıtmada başarılı olduğumu düşünüyorum.

Ve Moderatörü yeterince yorduğumu düşünüyorum.

En iyisi susayım.

Öfke kontrolsüzlüğüm için herkesten özür diliyorum.

Öfke motivasyon için iyidir. Biz bir miktar öfkeye stress yönetimi deriz. Stess yönetimi stresi azaltmak değil, stress le yönetim sağlamak demektir. Ama dozu kaçarsa yönetimsel yetenekleri zayıflatır.

Öfkenin ve hayalkırıklığının nedenini anlıyorum, yenilerini de yaşayabilirsin, birilerini de suçlamak isteyebilirsin bunlar da sorun değil ama sonuç itibariyle yapabileceklerini yapıp gerisini salıverip gitmek de önemlidir.

Susma. Moderatörler yorulmaz. İstediklerini istedikleri zaman silsinler. Empati kurarsan bir sorun yaşamazsın. Burada herkesi iyi niyetli gördüm.

Sonuçta bu bir beyin fırtınası.

Son olarak şunu söyleyim. Tatlılar yapılırken, bisküviler yapılırken, çikolata yapılırken içine biraz tuz katılır. Neden biraz düşün. Her şeyin dengesi ve tersiyle tadı güzeldir. Kolay gelsin.

1 Beğeni

Anladığım kadarıyla, seviliyoruz? :slight_smile:

İşin aslı şöyle: İlk üyelerden birisiyim, zamanında çok soru cevapladım İsmail dedi seni mod yapalım, çok gelip gidiyorsun buralara. Olay bundan ibaret. :slight_smile:

Forumun moda bile çok ihtiyacı yok. Mod gibi çalışan kullanıcılar var. :slight_smile:

Sizin bahsettiğiniz durumun hikayesi ile olayın hikayesini bir araya getirmeye çalışmıyorum. Oralardaki sosyal yapıya ait söyleyebileceğiniz hikaye, bu videonun gerçek hikayesini anlatmıyor. Ben kanıt var mı diye soruyorum çünkü o bölgenin sosyal yapısından kaynaklı olarak gerçekleşme ihtimali yüksek dediğimiz ama nasıl gerçekleştiği bilinmeyen bir olaydan bahsediyoruz. Nasıl gerçekleştiği bilinmeyen bir olaya açıklama getirmeye çalışmıyorum, aksine videonun şüpheli olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyorum.

Sevgili semtex, doğru bir yerden mi bakıyorum yoksa yanlış bir yerden mi bakıyorum bilmiyorum.

Bunca zamandır, insanlardaki beklentiyi olabilecek en yüksek seviyede tutmaya özen gösterdiler. Ve çok iyimser davrandılar. Yani madem coğrafyayı biliyorsun, coğrafya kaderdir diyorsun, birincisi iyimser olman mantıksız. En kötüyü düşünerek tedbir almalısın. Diyorsan ki benim her yere yetişebilme imkanım yok. O zaman biz her şeyi ayarladık, sistemi kurduk diye neden güven veriyorsun insanlara? Eğer planında bir delik varsa, bugün ötelersin onu, yarın ötelersin, öbür gün ötelersin, bir gün illa ki karşına çıkar. Ama desen ki, “Benim böyle böyle ihtiyaçlarım var arkadaşlar. Şuralarda yetersizim.” Halka sorsun ya. Ne kapalı kapılar arkasında gizli gizli konuşuyorsun. Mesela Onursal Adıgüzel’i uzaklaştırdılar. CHP’nin yaptığı seçim takip sistemi sitesini daha profesyonel bir şekilde tasarlayabilecek bir ekip mi bulamadı? Yok muydu daha iyi bir ekip? Yani adam başarılıysa niye gönderiyorsun? Yok başarısızsa, hani liyakatli kadrolarla çalışacaktın? Dakika bir gol bir. Ben sana nasıl güveneyim. Güvenmek istiyorum. Ama sen öyle şeyler yapıyorsun ki, sana bir şey emanet edesim gelmiyor.

Neden mi?

Gerçekleşen duruma bakalım:

Erdoğan, % 2’lik Yeniden Refah’a 5 sandalye verirken, dede dedikleri adam % 1 bile etmeyen 4 partiye 30 küsür sandalye veriyor. Kılıçdaroğlu kazıklanmamıştır mı diyeyim? Kimin sandalyesini kime veriyorsunuz? Seçmenin oyunu ipotek altına mı aldınız? Her koşulda size verir mi sanıyorsunuz? Böyle bir ticaret yok semtex. Sen alışverişini bu şekilde yapan bir insana güveniyor musun? Bak sevmiyorum Erdoğan’ı. Hiç de sevmedim. Ama sonuca bakınca Erdoğan daha ekonomik davranmış. Üstelik sana insanlar “Ne yapıyorsunuz?” diye tepki göstermişler değil mi? Yapmayın etmeyin demişler değil mi? Umursamış mısın, hayır… Şimdi gel bu adamın demokrat olduğuna inandır lütfen.

Dediğim gibi, ben niye güveneyim ki bu adama? Bana bir neden söyleyin?

  • Cehennem’in kapılarını kapatacağız.
  • Peki, kiminle kapatacaksın?
  • Kılıçdaroğlu ile.
  • Lütfen dikkat edin, kapıları daha fazla açmış olmayın da.

Bence yakın zamanda bahar gelmeyecek. Ama umut da böyle bir şey. Bugün olmaz, ama bir gün illa ki olur.

Bitki yetiştirmek gibi biraz da, özenle bakarsan ancak büyür gelişir. Baştan savma yaparsan, ancak bu kadar olur. Niye şimdi umut besleyelim ki? Büyümeyecek bu bitki. Suyunu eksik verdik, yanlış toprak koyduk, şimdi de açsın diye bekliyoruz. Olmaz, açmaz o çiçek. Başka sefere daha iyisini yapmak umudu ile.

Siz öyle olmayabilirsiniz elbette. Üstünüze alınmayın.

Tabi ki seviliyorsunuz. Burada insanlar bir amaç için toplanmış, bilgi alışverişi ve yardımlaşma. İnsanın olduğu her yerde ufak tefek fikir çatışmaları da olabilir, bazı düzensizlikler de. Önemli olan sizin yaptığınız gibi bir şekilde bu düzeni sağlamak. Buraya bir kardeşimnin ricası ile katıldım, gel orada daha faydalı olursun dedi ben de elimden geldiğince destekliyorum. Bir sıkıntı da görmüyorum. Yani moderatörlerimize uzanan eller kırılsın :slight_smile:

Bakış hatası demeyelim. Benim gördüğüm iyiçalışıldı, herkes veri açıklandığı günle ilgili ve böyle videolarla ilgili endişelere takıldı. Bence gerek yok. Elden gelen yapıldı büyük ve sonucu etkileyecek bir aksaklık da görmedim, beklentinin karşılanmamasının hayal kırıklığını yaşamaktan herhalde insanlar bu kısımlarına çok takıldı. Maçtan sonra hakem penaltımızı vermedi gibi bir durum yani penaltı mıydı değil miydi çok su götürür.

Şimdi olabildiğince tarafsız bir şekilde analiz yapmaya çalışayım. Yine önceden söylediğime dönecek. Size medyanın sunduğundan etkileniyorsunuz. Şunu soran oldu mu hiç?

İyi parti kurulurken 20 vekil ile takviye grup kuruldu. Amaç neydi? Bir bloka karşı karşı blok kurup genişletmek. Ondan Sun Tzu okuyun diyorum. İyi parti bir fidandı dikildi büyütüldü şimdi bir ağaca dönüşmesi için uğraşıldı. Aynı durum Deva ve Gelecek için de geçerli. Getirecekleri oy oranları için değil, meclis içerisinde bir blok oluşturmak için. Türkiye şartları mecliste vekili olmayan bir partinin teşkilatlanması ve taban oluşturması imkansız. Yani sanki geleceğe yatırım yapılmış.

Diğer taraftan millet ittifakı tarafına aldığı partilerin getirdiği bir oy yok. Hüdapar toplamı 150 bin oy kadar ve 4 vekildi sanırım tam takip etmedim. Yeniden Refah ise aslında oy getirmedi, mevcut Ak Parti olyları içinde paylaşıldı. Sadece rakamsal bir 2,5 yoksa ilave bir 2,5 değil.

Yine şu ufak detayı gözden kaçırıyorsunuz. CHP kendi tek başına 130 civarı vekili varken şimdi 160 kadar çıktı (rakamlar kabaca tam sayıları hatırlamıyorum.) 30 vekil ayrılsa bile aslında geçen döneme göre sadece 8-10 vekil kaybı var ve yanin 30 kadar daha muhalif vekil katmış oldu.

Büyükşehir belediye seçimlerinin stratejisi, iyi parti hamlesi ittifakın genişletilmesi, ysp den dışardan sağlanması gibi büyük stratejik hamleler yapılmış. Karşısınızda zamanında oyları neredeyse %60 ları bulmuş kamu kaynaklarını kullananan, kurumsal desteği olan bir yapı var ve bu yapıyı bir seferde %49 a çekmişsiniz. Bence kötü bir skor değil.

Sadece yine söylediğim gibi yılgınlıktan bir an önce bitsin gitsin modundan kaynaklı endişeniz. Ben stratejilerini iyi buldum iyi de ilerlediler.

Bir seçimde alınan oylar sonrasında yapılacak hamleler konuşulmak yerine seçim gecesi oy sayım hızı ve açıklanma hızı konuşuluyorsa zaten yanlış konu konuşuluyor. Sistem mi çökmüştür başka bir mevzu mu vardır ben bilemem. Çökedebilir. Ama oy tutanakları birleştirilip toplanır ve yasal süresi içinde itirazlarla kesin sonuç oluşur ve YSK da resmi gazetede yayınlar. Mesele o gece şov yapmak hızlı veri açıklamak yada açıklayamamak değil ki. Neden insanlar bu kısmına takıldı onu da anlamadım. İşte bu işler hep maç tadında skoru da göreyim olunca böyle oluyor.

İstifası/görevden alınması tahminimce uzun süredir bu konuda üzerine geliyorlardı. Ve sorumluluğu üslendi ve görevden alındı. Sorumluluğunun bildirimden ibaret olduğunu anlayın. Oy alan oy veren, seçim güvenliği sağlayan, teşkilatlanma gibi konulardan Onursal sorumlu değil bildiğim kadarıyla.

Bu da tali konu. Asıl mesele artık iki aday var ve kafa karışlığı yok. Oy pusulası da basit, herhalde bu sefer çok karmaşık bir sonuç çıkmaz.

En kötü benim. Bu olaylardan çok uzun zaman önce, bir çok şeyle ruhsal olarak bağım koptu. Bu nedenle kaygılarım da yok. Evet acımaısızım galiba ama yine de başkalarına kötülük düşünemiyorum hepsi bu. Yani insan düşene bile beter ol demeye üşeniyor kalbi biraz taşlaşınca.

1 Beğeni

Güzel bir yere parmak basıyorsunuz. Sizce de genel sonucu etkileyecek bir aksaklık yoksa, tutanaklarla alakalı olarak koparılan bu tantana da neyin nesiydi? Bakın ben soru sorma hakkımı kullanıyorum. Selahattin Demirtaş da aynı tutanaklarla alakalı iddialarda bulundu. Bütün bunların kaynağı CHP’nin kendi sistemiydi, YSK’nın sistemi açık bile değil. Merak ediyorum bu yaygara neden koparıldı? Diyorsunuz işte, sonucu etkileyecek bir aksaklık olmadı diye.

O halde, bu gürültüyü hedef şaşırtmak için mi yaptılar? Moralleri de bozuktu gördüğümüz gibi. O iki tane belediye başkanlarının yüzlerini de eskittiler. Kemal Kılıçdaroğlu önde yalanını söylemek zorunda bıraktılar. Ayıp değil mi o adamlara yapılan semtex? Beden dillerini hep birlikte gördük, izledik.

Anlıyorum, bu bir strateji ama kendi içinde oldukça riskli.

Bu stratejinin seçmen nezdindeki algısını yönetebiliyor musun? Bu partileri, AKP’ye alternatif olsunlar diye destekliyorsun ama, seçmenin AKP’yi destekleme nedenlerinden birisi RTE, onlar için bir baba figürü. Ayrıca onlar için bu bir “dava”. Bu eski AKP’liler de davasına ihanet etmiş olan insanlar. Yani strateji sadece meclis üzerine kurulu olduğu zaman, insanlar oluşan bu bloku samimi bulmayabilirler.

Ayrıca bu insanların yarın öbür gün, kritik konularda seninle ihtilafa düşmeyeceğini nereden biliyorsun?

Besleyip büyüttüğün İYİP, yeri geliyor, cb adaylığı konusunda seninle ihtilafa düşüyor. Oluşan bu ihtilaf seçmen nezdindeki hem algını değiştirebiliyor, hem de stratejine zarar verebiliyor.

Eğer bir gelecek projeksiyonu yapamıyorsak veya yaptığımız gelecek projeksiyonunda hedeflediğimiz sonuçlara bir türlü ulaşamıyorsak, belki de stratejik bir hata vardır. Bu söylediğimi meclise giren küçük partiler için söylemiyorum mesela. Bizzat cb adaylığının belirlenmesinde, o dikilen fidan karşına çıkar ve senin stratejini sorgular.

Siyasi hesaplar, eskiden desteklenen partiyi artık desteklememe eğilimine yol açabilir. Partinin sadece meclis içinde bir blok oluşturmak için var olduğu izlenimi, iktidar olmak için her türlü yolun denenebileceği, tutarlılığın azalması, seçmenlerde güven ve destek eksikliği yaratabiliyor.

Ben AKP’nin oy kaybetmemiş olduğunu söylemiyorum. Yeniden Refah dediğiniz gibi oy da getirmedi. Diğer küçük partiler de getirmedi. Getirmeyecekti de zaten. Ama gelecekle ilgili yaptıkları projeksiyonda kendilerinin de beklemedikleri bir sonuçla karşılaştılar. Aday krizi mesela, öngörülen bir sonuç değildi. Ve Akşener’in masadan kalkarken kullandığı kelimeler fikir ayrılığının ne derece şiddetli olabileceğini de gözler önüne seriyor.

Bakın ben skoru tartışmıyorum. O skorun bizzat muhalefette yarattığı panik havasından yola çıkarak oluşma ihtimali olan bir sonuca yeterince hazırlanmamış olmalarını tartışıyorum. Yani, bakın ilk mesajımdan itibaren, seçimden bu yana desteklediğim taraf güven kırıcı hareketler yapıyor diyorum. Nedir bu hareketler? Yukarda da dedim; mesela iki belediye başkanının ekranlara çıkıp kazanıyoruz diye yalan söylemek zorunda kalmaları. Ekrem İmamoğlu yalan söylerken, Mansur Yavaş’ın yüzünün garip bir şekil alması. Bu insanların yüzlerini eskitmek zorunda kaldılar. Bu insanlara bu açıklamaları yaptırarak siyasi kariyerleriyle oynuyorsun aslında. Bu da o stratejinin bir parçası olamaz herhalde. Daha sonra saatlerce açıklama bekledi insanlar, kuru bir açıklama yaptılar. Her şeyi planlamışsın güya ama ikinci tura kaldığında nasıl bir konuşma yapman gerektiği konusunda bir çalışman olmamış. Çünkü ikinci tura kalmıyoruz algısını yaymışsın. İkinci tura hazırlanmamışsın ki. Ertesi gün “Burdayım be burdayım” diye masaya yumruk vurduğu samimi bulunmakta zorlanılan bir video paylaşıyorsun. Stratejini geleceğe yönelik kuruyorsun ama bugünü yönetemediğin için insanlar seni eleştiriyor aslında. Seçim sonucundan sonra sonuçlara bakarak, milliyetçi oylara talip olmak için apar topar değişik açıklamalar yapıyorsun. Bunca zamandır bu konuya odaklanmamışsın ve şimdi açıklamalar yapıyorsun. Yani bana çok da geleceğe dönük düzgün hamleler yapıyorlar gibi gelmiyor abi. Günü kurtarmaya yönelik hamleler yapıyorlar gibi geliyor bana. Zaten tepki duymama sebep olan şey de bu.

Umarım yanılıyorumdur semtex.

O aşamada değiliz ki. İtirazlar ve resmi gazetede yayınlanacak sonuçlar oluşana kadar her ihtimal değerlendirilebilir.

Bence de kullanın. Lakin cevap verme makamı ben değilim, burada beyin fırtınası yapıp fikir belirtiyorum sadece.

İddialarını bir dayanağı olabilir, kendisine bölgeden duyumlar gelmiş olabilir. Ama bunun hala sonucu çok da etkileyeceğini düşünmüyorum. Kişisel kanaatim. Diğer taraftan, Selahattin DEMİRTAŞ’a da saygı duydum, istese Cumhur ittifakını destekliyoruz deyip cezaevinden kolayca çıkabilirdi. Yapmadı kendince bir duruş sergiledi. Her ne kadar siyasi olarak bir sempatim olmasa da fikri duruşu olan adamlara saygı duyarım.

Sistem hatası ve yaygara kısmı benim ilgi alanım değil. Sonucu etkileyecek bir aksaklık görmedim dedim yoktur vardır demedim. Bunu diyebilmek için bana tüm verileri vermeleri ve tümünü analiz etmem gerekir. Vakit ayırıp oy ve ötesinin sitesinde tespit edebildikleri sandık tutanaklarına baktım. Gözüme batan bir şey olmadı.

Sanırım yanılgınız şurada. Tüm oylar sandıklara atıldığı anda sonuç bellidir. Yani öndeyiz, arkadayız, yeniyoruz, yeniliyoruz kısmı anlamsız. Çünkü sonuç oluştu. Sebep sonuç ilişkisi yönünden bir bakış hatası sorunu var. Oluşmuş bir sonuca ulaşmadan arada önde veya arkada olabilirsiniz ama sonuç sizi sonuca götürecektir.

Felsefi mi oldu?

Aslında sonuç oy atıldığında oluştu. Oluşan sonucu sayarken sayma sırasında yapılan açıklamalar sizi bazan önde bazan arkada çıkarabilir. Hangi sandıktan başladığınız, hangi verileri önce girdiğiniz hangilerini sona bıraktığınız size sonuca kadar farklı veriler oluşturur.

Yani sayarken öndeyiz ve arkadayız demek hata değil. O anki veriler üzerinden bir değerlendirmedir.

Ama sonuç tüm sandıklar sayıldıktan sonra bilinir hale gelecektir. Ben bir aksaklık görmüyorum. Olumsuz bir sonuç bilgisi ile sandıkların terk edilmemesi için motivasyon amaçlı aralıklarla bildirim yapıldı. Ve o anki veriler yüksekti ama sonrasında gelen veriler sonuçları tabi ki değiştirebilir.

Hedef şaşırtmak mıdır bilmem. Moralleri bozuk muydu onu da bilmem. Sonuçta bir yarış var ve bu yarış yapılırken yense de yenilse de açıklama yapmak yıpranmak değildir. Ben buradayım demektir. Seçmen yalnız kalmadı, bir önceki seçimi hatırlayın derin bir sessizlik. Hangisini tercih edersiniz bilemem. Ama en önemli kısmı atlıyorsunuz.

Peki seçimin diğer tarafı bu aşamada ne durumdaydı? Yüzleri nasıldı? Dikkat ettiniz mi? Önünüze servis edildi mi?

Beden dili analizi yapmadım. Ama seçim heyecanı, başka olaylar, başka hesaplar nelerle uğraştıklarını bilmiyoruz. Uzun bir propaganda süreci geçirdiler, çok şehir gezdiler, yorgunluk mudur başka etkenler midir başka faktörler midir iyi değerlendirmek gerekir ki. Yine bu da benim için tali konu asli mesele olmadığından üzerinde durmadım. Seçim günü videolarını tekrar izler analiz ederim isterseniz.

Risksiz hayat isteyen, siyasetle uğraşmasın :slight_smile: ben onun için siyasetle uğraşmıyorum…

Riskli bu algıyı yönetmesini beklemek yerine bu bilgiyi size kim servis etti bu düşünce nasıl oluştu onu anlamaya çalışmak lazım. Yani deva ve gelecek işe yaramaz boşa vekil verildi görüşünü yayanların argümanı sadece oy oranları. Ama ittifakın oylarının hangi tabandan geldiğini analiz etmek gerekir ki örneği şöyle versem belki anlamlı olur. Arabanıza patlayıcı koymuşlar ne düşünüyorsunuz? Sizdeki düşünce bu çok tehlikeli arabamda bunu istemem aptallık şeklinde olur.

Ama size aracınıza airbag koyuyoruz bu sizin güvenliğiniz için derseniz tepkiniz tam tersi olmaz mı?

Yani size ulaşan bilginin analizi hazır gelirse ve bu analiz, deva ve gelecek hiç oy alamadı ve chp vekil kontenjanlarını eksilti şeklinde ise tabi ki rahatsız olursunuz. Ama bunun nedenini analiz üzerinden değil. Veri üzerinden kendi analizinizle yapmalısınız. Yada siz de birilerinin sizin için bu analizi yapıp hazır analizi düşünceniz kabul edebilirsiniz. Bir analiz de ben yaptım bunlar birer fidan ama bence veri üzerinde yorum yapmak önemli analizi kabul etmek değil. Ben bu konuda analizin kaynağı nedir e de dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum.

Kim yaptı bu chp oylarını eksiltti analizini?

Ülkede hayat kazık atma üzerine olduğundan herkes hep bu ihtimallere odaklanıyor değil mi? Ama zaten ittifak olayını anlamamışsınız derim o zaman.

İttifaktaki partiler biz fikir birliğindeyiz, aynı siyasi görüşteyiz hepimiz her konuda aynı kararda olacağız demedi ki.

Ortak oldukları fikir noktası sadece, mevcut sistemin parlamenter sisteme dönüştürülmesi. Zaten ittifaktan sadece beklenen bu fazlasını beklemek mucize olmaz mı?

Ben mi tüm olayı yanlış anladım acaba. Sadece siyaseti rayına oturtmak, yargı, eğitim ve kamunun durumunu bu haliyle kilitlenen sistemi değiştirmek değil miydi tek ortak noktaları.

Yine size bir veri üzerinden bir hazır analiz veirlmiş. Ya bu partiler mecliste Ak parti tarafına geçerse. Bu analizi kim neye dayanarak vermiş olabilir. Bu analiz fikren ne fayda sağlar?

Projeksiyon basit. Ülke tek partileşiyor ve bu iyi bir şey değil. Ülkede yemeğin tadının olması için tuzu da baharatı da dengede olmak zorunda. Aday değildi konu, sistem hatasından dolayı oluşan tek partilileşmeyi tersine çevirmekti. Haklısınız demek ki millet ittifakı bunları size izah edememiş.

Çok ilginç, neden karşı tarafta bu olmuyor onu da sorguladınız mı? Yani bir MHP li düşünün, bir anda Ak Partiye her olumsuz cümleyi kurarken birden bir araya geldiler. Yada DSP ve ANAP? Düşünün sürekli doksanlı yıllardaki,dsp, anap, dyp koalisyonlarına laf söyleyip oy toplayan ak parti şu an bu partilerle yan yana. Tansu Çiller dahi Ak Parti desteği açıkladı. O zaman kiminle kim mücadele ediyor demiş mi Cumhur seçmeni?

Tabi ki olabilir. Zaten en büyük oy kaybı veren hasar bu olaydı. Ama dikkat edin. Bu hareketi toplumda ne tepki getirdi? İyi parti beklenen oylarını geriletti, bunu giren partiler bir daha cesaret edebilir mi böyle marjinal çıkışlara siz karar verin.

Bu kısım çok su götürür. Olayın eksik ve aksak taraflarını konuşursak emin olun sizden çok çok farklı ve ileri aksaklıklar bulur ve söylerim. Ama asıl meseleyi kaçırıyorsunuz. Mecliste artık BBP yok. Destici gibi biri yenildi. Bu neden hiç konuşulmuyor?

Neden karşı tarafın başarısızlıkları değil de kendi başarısızlıkları üzerine odaklı insanlar? Ama sadece bir tarafta bu hassasiyet var.

Çünkü hatalardan ders alma odağı ile hata arama durumundasınız ve size de bolca hata ve motivasyon kıran hatalı analiz servis ediliyor.

Bir işi yapmakla bir işte akıl vermek arasında dağlar kadar fark vardır. Ben bir çok kriz yönetimi sorunuyla uğraşmış biri olarak şunu söyleyim.

Kriz yönetimi esnasında dönüp hiç bir takım arkadaşıma ben demiştim ben sizi uyarmıştım demedim. Evet öncesinde uyarılarımı yaptım. Ama kriz başladığında, kızıp suçluyu arama işini kenara koyup krizi yönetmem gerekti. Hiç bir zaman akıl veren tarafta olamadım işi yapan tarafta olmak zorunda kaldım. Ve işi yapmak zorundaysanız o anda ben söylemiştim deme lüksünüz olmuyor.

Kriz yönetimi tamamlanınca, FSİ yaparız. FSİ ile hatalarımızı gözden geçiririz ama çoğu zaman şunu gördüm. Krizi atlattıktan sonra başarmışsanız kimse hataları da önemsemiyor. Yani hayat kriz yönetimi şeklinde geçiyor.

Ben de isterim, öncesinde durum muhakemesi yapılsın ki kriz yönetimi ile uğraşılsın ama dünya böyle.

Size aylardır bilinçli veya bilinçsiz bir analiz veriliyor. (Dezenformasyon diyemeyeceğim şimdilik kaynağını göremiyorum çünkü)

Yanlış aday…

İttifakta fikir ayrılıkları…

Bunlar oylara sahip çıkamaz…

Bu iç önermenin kimin önermesi ve neye dayandığını bilmiyorum.

Doğru aday kimdir, hatalı yaklaşım. Zaten aday meselesi değil ittifak meselesi. İttifakın hedefi de güçlendirilmiş parlamenter sistem.

ittifak zaten aynı fikirde olsa aynı parti olurdu…

Çalınmamış 23 milyon oy görüyorum…

Ama kazanmak için %50+1 gerekiyordu 4 adayla %50+1 çıkmayacağı ve ikinci tura kalacağı belliydi.

Şimdi ikinci tur var.

Kötümser bilgileri dikkate almayın. Ben hala şişman kadın şarkı söyleyene kadar her şey bitmiş sayılmaz diyorum. Şişman kadın ikinci seçimden de ibaret değil.

Bu gün piyasalara baktım hepimizin babalara gelmesine ramak kalmış. Dolar fırlamış, Merkez bankası nakit avans ve kredi konusunda sıkılaşmaya gitti. Yani balon hala şişiyor ve patlayacak.

Muhtemelen diğer tarafda, dış güçler borsaya ve dolara saldırıyor haberleri başlamıştır. Milli mücadele kapsamında soğan ekmek yer dış güçlere boyun eğmeyiz konuları konuşuluyordur.

O topluma doğrsunu analtacak bilgi ulaşıyor mı bilmiyorum.

Evet, birçok insan gibi ben de çeşitli analizlerden elbette faydalanıyorum, ama bu siyasiler yüzleri görünmeyen insanlar değiller. Yani senin de analiz edebileceğin bir takım göstergeler var. Bakın KK’ya yönelik gayet yapıcı bir eleştiri yapıyorum. KK’nın bugün kadın kollarıyla yaptığı konuşmayı kağıttan okumaması gerekiyor. Bunun benim gibi bir seçmen üzerinde olumsuz etkisi var. Niye anlaşılmıyor ben de bunu anlamıyorum.

Ben eleştirimi ifade edemedim sanırım, yani strateji geliştirmek yetmiyor demek istiyorum, onun uygulamasını da stratejik bir şekilde yapmak lazım.

Bilmiyorum, sizi ikna eden beni etmiyor be abi, bu durumda da yapacak bir şey yok. Sağlık olsun.

KK. kaç numara ayakkabı giyiyor? Hangi yemek en sevdiği yemek? En sevdiği renk hangisi? En son dinlediği müzik hangisi?

Size servis edilen yüz analiz için yeterli değil.

Yıkıcı da yapabilirsiniz, ben adamın avukatı değilim. Savunuyor gibi görünüyorsam durum bu değil, sadece objektif analiz yapmaya çalışıyorum.

Milyonlarca insanın önüne çıkıp konuşuyorsanız sözlerinizi süzerek söylemelisiniz. Promter mı kullansaydı. Burada yazarken dahi bazan bir birimizi doğru anlamayabiliyoruz, siyasiler bir metne bağlı olmadan spontane konuşabilecek bir pozisyonda değiller. Burası Türkiye bir lafınızı alır olmadık yerlere götürebilirler.

Etkisi olumsuz mudur, olumsuz olmalı mıdır? Bilemedim.

Ben de Sun Tzu diyorum. Strateji tek taraflı olmaz iki tarafı olan bir mücadelede neyin doğru neyin yanlış olduğu savaşın sonunda belli olacaktır.

Beni hiç bir şey ikna etmiyor. :slight_smile:

Dedim ya, umarım herkes bir gün uyanır…

Ülkenin özetini isterseniz, şirketler ve sermayeler var. Bu şirket ve sermayeler partileri destekliyor bu partiler de vitrine bir kişi koyuyor ama arkalarında koca bir ekip var.

İnsanlar o vitrindekini konuşuyor, belki yakın çalışma takımını konuşuyor ama. Aslında politikaların ve stratejilerin oluşmasıda rolu olan asıl şirket ve sermayedarları konuşmuyor.

Emin olun, vitrinin arkasında kocaman örümcek ağları var.

Yani keşke her şey basitçe sağ sol, miliyetçi, demokrat falan filandan ibaret olsa.

Bu durumda iknadan bahsetmek zor. Bir komiserin bir akademik makalesini okumuştum. Kanunlar fakirler için tarzında bir içeriğe sahipti.

Bir örnek verirsem hız cezası. Fakir biri için cezadır. Çünkü geçimini etkileyebilir ama bir zengin için ulaşması gereken hızlı bir iş için sadece bir bedeldir.

Bu bir level daha ilerledi, çakarla gezip cezadan da kurtulmak…

Burada beklentim. Sistemin, otokontrol ve frenlerinin yeniden tesisi. Şu an bazıları farkında değil ama sistemin hiç bir sigortası, freni, ikaz sistemi çalışmıyor…

Yani ben ikna olmadım, ikna olmaktan ziyade sistemin emniyet mekanizmalarının yeniden tesisi umudum var. Bunu düzgün izah eder ve tesis ederlerse ne ala. Edemezlerse kimin kazandığının çok bir önemi yok benim açımdan.

Anlatamadım ben kendimi, metne sadık kalsın elbette. Bir metin olsun, ama ona çalışılsın, tekrar tekrar okunsun öyle çıkılsın ekran karşısına. Söylenen sözler “keklik keklik havada, aman da aman.” gibi şeyler değil. (Ki bunu söyleyen adamın oyları arttı ya.) Mülteci sorunundan bahsediyorsun. Size atılan teröristlerle işbirliği yapıyorlar sözünü yalanlıyorsun, asıl sizdiniz teröristlerle pazarlık yapan diyorsun. Yeni bir şey de söylemiyorsun ama hala bunu doğal bir şekilde söyleyemiyorsun. Çalış gel öyle söyle, mümkün olduğunca da metne az bak demekten kastettiğim bu güzel kardeşim. Neyse ya. Boşverdim.

Ama yine başa döndük.

Bu partilerin seçmeni sadıktır. Konuşmalara bakmaz ki. Hiç konuşmasa bile oyu gelir. O sadece kafasını yaşamak için konuşuyor. Konuşanın arkasında, ihaleleri ayarlayan, kadrolara yerleştiren, atamalarını tayinlerini yapan bir grup var ve o zaten oyları oradan getiriyor, iki keklikten değil.

Ben hiç bir zaman ambalaja bakmadım. Kalite ambalajda değildir.

Günün en güzel yorumu. Sakin boşvermiş, gereği geldiğini gereğini yapıp geri kalanı oturup seyretmek.

Seçimden sonra, detaylıca eksik ve aksaklıkları da konuşuruz.

Bana ortada bir oyun varsa hep kasa kazanır sözünü de hatırlattınız.

Biz de de bu oyunda kim kazandı derlerse desinler hep biz kaybedeceğiz gibi geliyor nedense.

1 Beğeni

Forumda her ne kadar atışsam da (1 kere oldu fakat yine de atışma sayılır) tecrübeli olduğunu, sektöre yıllarını verdiğini bildiğim insanların bile olayı siyaset olmuş. bu sebeple bir daha “ne yaptın bize Türkiye :(”

Kimler o atıştıkların bilmem.

Bu kısım dikkatimi çekti.

Siyaset…

Dil bilimci değilim. Fransısza kökenli politique, ingilizce politics kelimerini Türkçedeki karşılığı.

Osmanlıya ve eski Türkçe ye göre, Seyis (at bakısıcıs) kelimesinden “atkarma” kelimesinden türemiştir. Ve atın idaresi manasına gelmektedir.

Kimi kaynaklar POLITICUS sözcüğünden türediğini, anlamının “halkla ilgili, halka dair” şeklinde olduğunu belirtir.

Yani aslında siyaset, halkla ilgili, halkın yönetim ve idaresi ile iligli alandır.

Bu durumda olayı siyaset olmayan birinin aslında halktan biri olmaması gerekir. (Bu benim önermem böyle bir şey yok.)

Yani politika ile ilgilenememek/ siyasetle ilgilenmemek için bu toplumda yaşan biri olmamak gerekir.

Yani herkesin hayatını ilgilendiren yönetimsel kararların içinde olmamak hayatımızla ilgilenmemek demektir. Aslında ülke aşırı politik olması gerekirken aşırı apolitik olması da ilginç…

Tek açıklaması, hayatı yaşamıyoruz ki halkla ilgili konularla ilgilenelim olabilir.

Türkiye kimseye bir şey yapmadı. Yapmaz da.

Güzel bir söz vardır,

Söz ağızdan çıkana kadar senin esirindir, çıktından sonra sen onun esiri olursun.

Bunun bir uyarlaması da benden olsun, insan kararlarının esiridir…

İster politik kararlar alın, ister apolitik kararlar alın,

Her seçenek sizi bir sonraki seçeneğe esir edecektir.

Şimdi Türk Halkı bir tercih yaptı. Karalarının sonuçlarına göre önüne çıkacak yeni kararlara bakacaktır.

Ben öncesinde de söylemiştim tekrar edeyim;

Nedeni de şu, herkes nedense siyasete uzak durduğu için, siyaseti kimlerin yaptığını görüyoruz. Daha doğrusu kimlere kaldığını görüyoruz.

Dürüst, namuslu, temiz insanlar, bu işi yani, halkla ilgili, yönetimsel işleri ne kadar omuzlarlarsa o derece bu işler iyiye gider.

Aksi halde size sunulanlar arasındaki tercihlerinize mahkum olursunuz.

Kolay gelsin.

1 Beğeni

Cehaletin Zafer uğultuları Atatürk’ün çocuklarına vız gelir.
En ufak vaz geçmişlik duygusu yok.
Göreceğiz ekonomik çöküntüyü yakın gelecekte.
Onlar düşünsün.

onlar diye bahsettiğin kesim düşünebiliyor gibi durmuyor be şanyu

Düşünebilme özelliklerini yitirmişlerse, bir değişken daha azalmış demektir. Çok da önemli değil.