Türkçe konuşurken kullanılan ingilizce kelimeler hakkında

Merhaba.
Geçenlerde bir konuda yazılan cevapları okurken Türkçe olması gereken bir çok kelimenin İngilizcesinin yazıldığını gördüm. Mesela derleyiciye compiler demişlerdi. Derlemek demek için de compile etmek diyorlardı. Arkadaşlar dil yüzlerce yıl içerisinde oluşan çok değerli bir varlıktır. Hatta o kadar değerlidir ki. Nice hükümdarlar zamanında dilleri bozulmasın diye yendiği ülkeden nüfusu çok yüksek olduğu için toprak almamıştır. Halkı oraya gidip dillerini bozmasın diye. Neden biliyor musunuz ? Çünkü o hükümdarlar dilin değerini biliyorlardı. Evet itiraf etmeliyim ki ben de bir zamanlar ingilizce kelime kullanıyordum. Fakat bıraktım. İleride ne olacağını bildiğim için.

PEKİ BU KELİMELERİ KULLANMAYA DEVAM EDERSEK NE OLACAK ?

Abilerim , Ablalarım. Dediğim gibi dil yüzlerce yılda oluşan bir varlıktır. Ve eğer biz bu kelimeleri kullanmaya devam edersek bu kelimelerin türkçeleri unutulacak. Ve bu kelimelerin ingilizceleri kullanılacak. Ve bu da dilimizin bir çok özelliğini bozacak. Size bununla ilgili bir kelime ile örnek vereceğim : KALİTE. Evet bu kelime şimdi türkçe geliyor olabilir. Fakat bu kelime aslında ingilizceden gelen türkçeleşmiş bir kelime. bu kelimenin ingilizcesi : quality. Şimdi bu iki kelime arasında bir benzerlik var değil mi ? İşte bunun sebebi bu kelimenin aslında ingilizce olması. aslında bu “kalite” kelimesi yerine başka bir kelime kullanılıyordu. Fakat zamanla bu kelime unutuldu. ve yok oldu. şimdi hadi diyelim biz bu kalite kelimesini yasakladık, sildik. e biz bu kelimenin yerine ne koyacağız ? Bir şey koyamayacağız. çünkü bunun yerine kullanılan kelime öldü. yani sizin anlayacağınız. Türkçemize sızan bu kelimeler maalesef bir zorunluluk haline geliyor. Ve onları çıkarmak maalesef türkçeyi yalnızca fakirleştiriyor.

DİYELİM Kİ BU KELİME GİBİ BİR SÜRÜ KELİME TÜRKÇEYE GİRDİ NE OLACAK

Şu olacak : Torunlarınızla aynı dili konuşamayacaksınız. Birbirinizle iletişim kuramayacaksınız. Onlara anılarınızı anlatamayacaksınız. Size eski kafalı diyecekler. Çünkü türkçe o kadar hızlı değişecek ki ayak uyduramayacaksınız. Alın size bir örnek: Hintçe. Bu dil hintler zamanında ingilizler tarafından sömürge altına alındığında çok değişti. Ve günümüzdeki haline yani yarı ingilizceye dönüştü. Mesela şimdi gidin bir Amir Khan(doğru yazdım mı bilmiyorum) filmi izleyin. Fakat seslendirme orjinal olsun bakalım kaç tane ingilizce kelime göreceksiniz. Peki size soruyorum siz de türkçenin böyle olmasını ister misiniz ? Yani yarı ingilizce. türkçe konuşurken sanki ingilizce konuşuyormuş gibi görünmek. İster misiniz ?

PEKİ BİZ BU DURUMU NASIL ENGELLERİZ

Aslında çok kolay birazcık alışkanlıklarınızı değiştireceksiniz sadece. Mesela derleyiciye derleyici diyeceksiniz. Yorumlayıcıya interpreter demeyeceksiniz. Evet bunlar aslında çok basit. Yani sadece bazı alışkanlıklarımızı değiştirerek türkçeyi koruyabiliriz.

Evet arkadaşlar benim düşüncelerim bunlar. Peki siz ne düşünüyorsunuz ?

3 Beğeni

Ana dilimize değer verilmesi gerektiği konusunda size katılıyorum fakat şöyle de bir şey var: Türkçe, İngilizce kadar güçlü olamıyor. Yazılım dünyasında kullanılan pek çok İngilizce olan terimsel kelime var ve hiçbir Türkçe kelime bu terimsel kelimeleri karşılayamıyor. Örneğin “domain” kelimesi. Türkçe’siyle “alan adı” anlamına geliyor gelmesine ama kim ne anlıyor bu kelimeden ? Web sitelerinin nasıl yapıldığı ile ilgili merak içindeki yeni başlayan insanlara bu kelimelerin ikisi de anlamsız gelecektir muhtemelen fakat neyin ne olduğu öğrenildikten sonra “alan adı” ismi tercih edilmeyecektir, bundan yüzde bir milyon da eminim :smiley: Hatta daha az önce kullandığım “web” kelimesinin Türkçe karşılığı olan “ağ” kelimesinde demek istediğim daha iyi anlaşılıyor. “YazBel bir ağ sitesidir” mi diyeceğiz biz şimdi ? “Ağ” Türkçe kelimesinin zayıflığı burada çok bariz.
Açıkçası benim bu konudaki düşüncem aşırıya kaçmamaktır. Aşırıya kaçılmadan İngilizce terimlerden bahsedilebileceğini düşünüyorum.

Son olarak dile bu kadar önem vermenize rağmen sizin yanlış kullanımlarınızdan bahsetmek istiyorum; amacım rencide etmek, aşağılamak, eleştirmek değildir.

Bu cümlede "ki"den sonra bir noktalama işaretine gerek yok. Virgül olmaz, (bağlaçlardan sonra virgül kullanılmaz) nokta hiç olmaz. Nokta hiç hiç olmaz çünkü burada “ki” bir bağlaç olacakken cümle bitiyor ve “hocam ben kimi nereye bağlayayım ki şimdi ?” diyor, “ki”.

Burada da aynı olay var. “ve” bağlacını kullanırken neden bir noktaya ihtiyaç duyuyorsunuz ? “ve” şuanda bir şeyi hiçbir şeye bağlamıyor.

İki nokta kullanıldıktan sonra gelecek şey bir cümle niteliği taşımıyorsa küçük, taşıyorsa büyük yazılır.
Yaz meyveleri: kiraz, kavun karpuz …
Pazardan üç çeşit meyve almış: Elma , armut ve muz.

“ve” bağlacının yanlışlığını geçtim, cümleye küçük harfle başlanıyor burada. Bu eminim gözden kaçmıştır ancak bir dahaki sefere dikkat edilmesi için belirtiyorum bunu da.

“Türkçe” gibi özel isimler sadece cümle başlangıcında büyük harf ile yazılmaz ve

“İngilizce” de bir özel isim.

Doğrusu: "orijinal"dir.


Daha pek çok hata var fakat vermek istediğim mesaj zaten belli olduğu için uzatmayacağım. Bu gönderiniz diğer gönderilerinizden iyi, özellikle böyle bir konudan bahsettiğiniz için olsa gerek. Fakat lütfen her zaman dikkatli olmaya çalışın. Soru işareti yerine nokta kullandığınızı, daha cümlede virgül yokken noktalı virgül kullandığınızı gördüm :smiley:
Ben yine tekrarlayayım: Amacım aşağılamak vs. değildir; bu tip hataları hepimiz yapıyoruz, ben de yaptım, hatta @dildeolupbiten bile yaptı :rofl:

Burada “bir takım” birleşik yazılmalıydı, yazım yanlışı.
Tabii bana sorarsanız o bu konuda hepimizden çok daha iyi :slight_smile:

OOO bayağı fazla hata yapmışım ben de hatasız yaptığımı zannediyorum. Neyse bundan sonra biraz daha dikkatli olacağım (En azından çaba göstereceğim.). Ama şuanlık sadece cümleye büyük harfle başlayacak kadar bilgim var :roll_eyes: :roll_eyes: :roll_eyes: :roll_eyes:

Zaten ben onlardan bahis etmiyorum mesela bir çok kişi derleyiciye compiler diyor. Yorumlayıcıya da interpreter. Ben zaten onları bırakmamız gerektiğine inanıyorum. Yoksa haklısınız aşırıya kaçmamak konusunda.

:white_check_mark::white_check_mark::white_check_mark::white_check_mark::white_check_mark::white_check_mark::white_check_mark::white_check_mark:

Önümde uzun bir yol var.

1 Beğeni

Transpiler’a ne diyecegiz?

Yazindaki bir suru seye cevap verebilir, hatalari gosterebilirdim fakat hic biri bu iki cumlenin arkasindaki varsayimin yanlisligi kadar buyuk degil.

Yaziya aktarmak istedigimiz, kafamizdaki terimler Turkce’den gelmiyor. “Derleyici” dusunup “sunu ‘compiler’ yazayim” demiyoruz. “Transpiler” dusunup Turkcesini aramakla vakit kaybediyoruz.

  1. Iletmek istedigimiz terimlerin Turkcelerini nereden bulacagiz?
  2. Yoksa ne yapacagiz?
  3. Kotu veya yanlissa ne yapacagiz?

Dynamic recompilation yetisine sahip JIT compiler’lar urettikleri koddaki branch prediction hint’lerini degistiriyorlar mi merak ediyorum, bunu sadece Turkce kelime kullanacak sekilde sorabilir misin mesela?

4 Beğeni